Hava Sıcaklıkları Yükseliyor!!!
Sıcak Havalar Vücudumuzu Nasıl Etkiliyor, Kimler Risk Altında?
Yaz mevsiminde yüksek hava sıcaklıkları, özellikle 50 yaş üzeri, aşırı kilolu ya da kalp hastalığı bulunan kişiler için risk oluşturuyor. Bilinen kalp hastalığı olan kişilerde şikayetler sıcak hava ile birlikte artış gösterebiliyor ve hastalar gerekli önlemleri almadığında ciddi sorunlar yaşayabiliyor.
Aşırı sıcak havalarla birlikte nem ve terleme sonrasında vücutta sıvı ve tuz kaybı ortaya çıkmaktadır. Sıcak havaların kendini ciddi derecede hissettirdiği günlerde uzmanlardan uzun süre güneş altında kalınmaması gerekmektedir. Özellikle kronik hastalığı olanların sıcak havada son derece dikkatli olmaları çok önemlidir.
Yaz sıcakları her insan için çok kritik problemler yaratabilir. Özellikle 50 yaş üzeri, aşırı kilolu ve kalp rahatsızlığı bulunan kişiler için tehlikeli olan sıcak havalarda, vücut normal sıcaklığını korumak için çalışır. Terlemek, derinin sıcaklığının vücuda eşit olarak dağıtılma çabasıdır. Bu çaba kalp hızını artırır ve kan basıncının düşmesine neden olarak kardiyovasküler sisteme ek bir yük bindirir. Bu yük bilinen kalp hastalığı olan kişilerde belirtilerin kötüleşmesine neden olabilir. Örnek olarak kalp damar hastalığı olan bir insanda göğüs ağrısı başlayabilir ya da kalp yetersizliği olan birinde nefes darlığı gelişebilir veya artabilir.
Kimler Risk Altında?
Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar:
- Yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar,
- 3-4 yaşından küçük çocuklar,
- Tıbbi bakıma ihtiyacı olanlar,
- Hamileler,
- Açık alanda güneş altında çalışanlar,
- Aşırı zayıf ve aşırı kilosu olanlar,
- Kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, onkoloji hastaları, böbrek hastalıkları) olanlar
- Devamlı ilaç (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler,
- Sokak çocukları ve evsizler.
- Yüksek yaşı, gebelik ve altta yatan kronik hastalıkları olan kişiler en yüksek riskli grubu oluşturmaktadır.
Yüksek sıcaklıklara maruz kalma, miyokard enfarktüsü kalp krizi gibi akut kardiyovasküler hastalıkların riskini artırır. Genel olarak kardiyovasküler hastalıklar, sıcak havalarda birincil ölüm nedenidir. 2018'de yapılan başka bir meta-analizde sıcaklıkta her 1 °C'lik artışın kalp krizi riskini %1,6 oranında artırdığı sonucuna varılmıştır.
Kalp yetmezliği olan hastalar, ısıya maruz kalmanın neden olduğu artan kardiyovasküler talepleri telafi etme yeteneğinden yoksun olma eğilimindedir. Artan kardiyak zorlanma, aritmilere, periferik ödeme ve hatta ani ölümlere neden olabilir.
Yaşlı insanların ısıya karşı savunmasızlığının nedeni kısmen eşlik eden hastalıklara, çoklu ilaç kullanımına ve azalmış cilt kan akışı ve terleme hızı gibi ısı düzenleyici işlevdeki düşüşe bağlanabilir.
Hamile kadınlar, vücut ağırlığı artışı ve büyüyen fetüsün metabolik taleplerinden kaynaklanan artan ısı üretimi nedeniyle ısıya maruz kalma sırasında daha yüksek risk altındadır. Hamile kadınlarda yüksek sıcaklığa maruz kalma erken doğum, düşük doğum ağırlığı, ölü doğumlar ve doğuştan kalp hastalıkları dahil olmak üzere olumsuz sonuçlarla ilişkilidir.
Mesleki ortamda, uzun süreli sıcaklığa maruz kalma ve yoğun fiziksel çalışma, daha düşük sıcaklıklarda bile işçiler için daha fazla ısı stresine yol açabilir.
Gece sıcaklıklarının uyku kalitesin üzerine önemli etkileri vardır. Yakın tarihli bir çalışmanın bulguları sıcak geceler ile ölüm oranı arasında bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir.
Sıcaklığın sağlık üzerindeki etkileri, çoğunlukla ısı olaylarından sonraki bir hafta içinde ortaya çıkar.
Sıcaklığın Etkisinin Oluş Mekanizmaları
Yüksek sıcaklığa maruz kalınması durumunda, vücut sıcaklığını düşürmek için cilt kan akışı ve terleme artar. Kardiyak debiyi korumak için sempatik sinir sistemi aktive edilir. Sonuçta oluşan periferik vazodilatasyon ve dehidrasyon da kan basıncında düşmelere neden olabilir.
Isı stresi, hemokonsantrasyon ve terlemenin bir sonucu olarak azalan plazma hacmine bağlı protrombotik bir durum ve dolaşımdaki trombosit, kırmızı kan hücreleri ve kan viskozite seviyelerinde artış olur. İnterlökin 1 ve interlökin 6 gibi lokal ve sistemik inflamatuar yanıtları modüle eden ve endotel disfonksiyonuna yol açabilen sitokinlerin salınımı artar.
Kan basıncını korumak için splanknik (mide, karaciğer, dalak, pankreas, ince bağırsak ve kalın bağırsak dahil olmak üzere karındaki gastrointestinal organlara kan akışı) kan akışının azalmasına bağlı olarak gastrointestinal iskemi ve bağırsak geçirgenliğinde artış ve takiben bakteriyel enfeksiyon riskinde artış olur.
Kalp hastaları sıcak havalarda ilaçlarına dikkat etmeli ve doktor tavsiyesi almalıdır!
Sıcaklığın kardiyovasküler ilaçlarla potansiyel etkileşimleri olduğu gösterilmiştir. Bir yandan ilacın emilimini, dağılımını ve eliminasyonunu diğer yandan ilacın terapötik yanıtını etkileyebilir.
Ek olarak, sıcaklık insan vücudunun adaptasyon mekanizmalarını etkileyerek ilaç yan etkileri riskinin artmasına neden olabilir. Örneğin, sıcaklığa bağlı vazodilatasyon, kardiyovasküler ilaçların kan basıncını düşürücü etkilerini önemli ölçüde artırabilir. Bu durum ciddi yaralanmalara ve hatta senkop ve MI riskinde artışa neden olabilir.
Hipertansiyon veya kalp yetmezliği olan hastalar için yaygın olarak reçete edilen diüretikler, dehidratasyon ve elektrolit dengesizliğine neden olarak ısının olumsuz etkilerini abartabilir.
Sıcak çarpması nedir?
Güneş çarpması olarak da bilinen sıcak çarpması, uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalmakla vücudun aşırı miktarda ısınmasından ortaya çıkan bir durumdur. Vücudumuz sıcaklık artışı karşısında kendini koruyacak çeşitli mekanizmalara sahiptir. İnsan vücudu ısı stresine iki temel yolla tepki verir: 1) kaslardan cilde ve ardından çevreye ısı transferini iyileştirmek için kan akışını cilde doğru daha da artırmak için damarlarda genişleme (vazodilatasyon) ve,
2) deri yoluyla ter salgılamayı izleyen buharlaşma ve vücut ısısını dengeleme. Vücut sıcaklığı, fizyolojik koşullarda normal işlevleri sürdürebilmek için 36,3-37,1°C arasında değişmekte, 39,5°C üzerine çıkması önemli işlevsel hasarlara neden olabilmekte, 42°C üzerine çıkması ölümcül kabul edilmektedir. Terleme, normal vücut sıcaklığını korumada oldukça yararlı fizyolojik bir mekanizmadır. Terleme sayesinde vücutta ortaya çıkan sıcaklık deri yolu ile atılır. Deri üzerindeki tere bağlı ıslaklık, vücuttan aldığı sıcaklıkla buharlaşarak vücudu soğutur. Derideki damarlardaki genişlemeye bağlı olarak cilde kan akışının yönlendirilmesi ve artırılması, kalbin dolum basıncını düşürürken kalbin kan talebini artırır. Kimler risk altındadır? Fizyolojik koruma mekanizmalarının henüz yeterince gelişmediği (bebekler, erken çocukluk vb) ya da işlevinin azaldığı (yaşlılık, kronik hastalık vb) koşullarda ortam sıcaklığının artışı vücutta kontrolsüz sıcaklık artışına neden olmaktadır (40°C ve üzeri). Yeterince terlemenin olmaması ya da ortamda yüksek nem bulunması durumunda vücut sıcaklığı, fizyolojik işlevleri yerine getiremeyecek tehlikeli düzeylere çıkabilmektedir.
Fizyolojik koruma mekanizmalarının henüz yeterince gelişmediği (bebekler, erken çocukluk vb) ya da işlevinin azaldığı (yaşlılık, kronik hastalık vb) koşullarda ortam sıcaklığının artışı vücutta kontrolsüz sıcaklık artışına neden olmaktadır (40°C ve üzeri). Yeterince terlemenin olmaması ya da ortamda yüksek nem bulunması durumunda vücut sıcaklığı, fizyolojik işlevleri yerine getiremeyecek tehlikeli düzeylere çıkabilmektedir.
- Yaşlılar: 50 yaş üzerinde riskli iken özellikle de 75 yaş üzerinde risk çok daha fazla artmaktadır.
- Cinsiyet: Erkeklerin, kadınlardan biraz daha fazla duyarlı olduğu bilinmektedir.
- Bebekler ve 5 yaş altı çocuklar: Sıcaklığa karşı fizyolojik koruyucu mekanizmaları yeterince gelişmemiştir.
- Ek hastalığı olanlar: Hemen hemen tüm kronik hastalıkları olanlar sıcaklık artışlarından daha fazla etkilenirler. Özellikle kalp-damar sistemi hastalıkları, Parkinson hastalığı, demans, şişmanlık, diyabet, ishal, kistik fibrozis, skleroderma gibi hastalığı olanlar, yatağa bağımlı hastalar ve daha önce sıcak çarpması geçirmiş olanlar daha fazla risk altındadır.
- Akciğer hastalığı olanlar: Astım, bronşiektazi veya KOAH gibi uzun süreli bir akciğer hastalığı olan kişilerde semptomlarda artışa (öksürük, balgam, hırıltılı solunum, nefes darlığı vb) ve alevlenmelere neden olabilir. Güçlü güneş ışığının havadaki ozon seviyesinin yükselmesine neden olması ve diğer hava kirleticileri bunu tetikleyebilir. Nemli hava da solunumsal etkilenimi daha da kötüleştirebilir. Yaz, aynı zamanda otların ve yabani otların polen seviyelerinin yükseldiği zamandır.
- İlaç kullanma: Antihipertansifler, beta bloker, diüretik (idrar söktürücü), antidepresan, antipsikotik ilaç kullananlar risk altındadır.
- Yaşam koşulları: Evsizler, yoksullar, dış ortamda çalışanlar (tarım ve inşaat işçileri vb), daha serin bir yere gitme imkânı olmayan insanlar risk altındadır. Kent merkezlerinde ısı adası etkisi ile ve apartmanların en üst katlarında, tuğladan yapılmış evlerde, sıcaklığa maruz kalma riski artmaktadır. Ayrıca iklimlendirme (klima cihazları ile soğutma) yapılabilen evler, sıcak etkilerinden korumakla birlikte uzun sürede fizyolojik mekanizmaları bozduğu konusunda iddialar da bulunmaktır.
- Hava kirliliği: Sıcak dalgalarının gözlemlendiği yaz aylarında özellikle kentsel alanlarda yoğun olmak üzere ozon kirliliği ve parçacık madde kirliliği söz konusudur. Ozona bağlı hava kirliliği ve sıcaklık artışının insan sağlığı açısından olumsuz etkisi daha güçlü olmaktadır.
- Çalışma hayatı: Mesleki risk faktörleri arasında, ağır fiziksel aktivite, sıcak çevre koşulları, ısıya alıştırma eksikliği ve vücut ısısını hapseden giysiler giymek sayılabilir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, 1 milyardan fazla işçinin yüksek sıcaklıklara maruz kaldığı tahmin edilmektedir. Pek çok işçi, uzun süreler boyunca tekrar tekrar günlük mesleki ısı stresine maruz kalır, bu da onları ısı geriliminin hem akut hem de kronik etkilerine karşı daha duyarlı hale getirir. Amerika Birleşik Devletleri İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (OSHA) verilerine göre, Dış mekan ölümlerinin çoğu (%50-70), ılık veya sıcak ortamlarda çalışmanın ilk birkaç gününde meydana gelmektedir; çünkü vücudun sıcağa kademeli olarak bir tolerans oluşturması (ısıya alıştırma) gerekir. Özellikle açık havada doğrudan sıcak havaya maruz kalan tarım, inşaat (özellikle yol, çatı kaplama ve diğer dış mekan işleri), temizlik, ulaşım, posta ve paket teslimatı, peyzaj, petrol ve gaz kuyusu operasyonları iş kollarında çalışanlar, trafik polisleri, askerler, sporcular sıcak çarpmasına daha çok maruz kalabilirler. Çevre sıcaklığı ve neminin artması özellikle yük taşıma ve kaldırma gibi işlerde çalışanların dolaşım sisteminin yükünü artırarak sorunlara neden olmaktadır. 2085 yılına kadar, atletler için ısıyla ilgili riskler nedeniyle çok az sayıda büyük şehrin yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapabileceği öngörülmektedir. Paralimpik oyunlar için ısıyla ilgili endişeler daha da büyük olabilir; çünkü daha hassas gruplar yer almaktadır. Kişilerin verimli bir biçimde çalışabilmeleri için ortam sıcaklığı uygun olmalıdır. Sıcak koşullarda çalışan ve terleyen kişiler için, terleme yoluyla kaybedilen potasyum, sodyum ve diğer mineralleri yenilemek için sık sık ara vermek ve spor içecekleri veya elektrolit solüsyonları tüketmek önemlidir.
Beslenme ve Sıvı Alımı
Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmelidir.
Kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.
Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir.
Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmalıdır.
Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir. Eğer doktor tarafından sıvı alımı kısıtlanmış veya idrar söktürücü ilaç kullanılması söz konusu ise ilgili doktora başvurmak gerekir.
Mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir.
Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir.
Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin, tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulma riski olan besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir.
Sıcaktan Korunmanın Yolları;
- Zorunlu olmadıkça, güneş ışınlarının en kuvvetli olduğu saatlerde (Sabah 10:00 ile öğleden sonra 15:00 arası) dışarıya çıkılmamalı. Çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanlar buna özellikle dikkat etmeli.
- Kapalı alanların havalandırılmasına, yeterli bir hava akımı sağlanmasına özen gösterilmeli.
- Bol sıvı ve mineral içeren içecekler tüketilmelidir. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında gıdalarla tuz alımı arttırılmalı. Tuz kısıtlaması olanlar ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olmalı.
- Serinlemek için alkol içeren içecekler içilmemeli. Bunlar önce serinletir, daha sonra ise vücudun su kaybını arttırırlar.
- Hafif yemekler, sulu yiyecekler, (meyve, salata, çorba vb.) yenmeli.
- Yağlı ağır yemeklerden ve fazla yemekten kaçınılmalı.
- İnce, açık renk, bol giysiler giyilmeli. Giysi kişiyi güneş ışığından korumalı ama terletip su kaybettirmemelidir.
- Eğer güneş altında bulunuyorsak, geniş kenarlı açık renkli şapka giyilmeli, yüz doğrudan güneş altında kalmamalı.
- Mümkün olduğunca sık sık duş yapılmalı.
- Aşırı sıcaklarda kapalı ve park edilmiş araç içinde hiçbir canlı bırakılmamalı.
- Dışarıda aktif olarak çalışanlar mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamalı, ağır eforlardan kaçınmalı.
- Sıcak çarpması ve bitkinliği belirtilerini bilip bu belirtilere karşı tedbirli olunmalı, alınan önlemlerle hasta düzelmezse bir hastaneye başvurulmalıdır.
Üniversal OSGB
İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Merkezi